Biraz gecikmeli de olsa maç yorumuyla tekrar karşınızdayım.
Öncelikle Takım-1'in kadrosunda yer alan Savaş'ın yaptığı son dakika satış üzerine, maçın başlamasına 1.5 saat kala bendeniz kadroya dahil olmuştur. Maça yetişebilmem için benim sarf ettiğim gayretin yanında iki takım oyuncularının da "hoca taksiye bin parasını biz veririz" gazı etkili olmuştur. Hiç boşuna kolpa yapmama gerek yok.
Maça Bilgesu'nun bana taa Meksikalardan getirdiği EZLN tişörtüyle çıkıp, üzerinde yazan "Para Todos Todo" (Hepimiz hepimiz için) yazısıyla oynadığım takıma gaz vermek gibi garip bir taktik uygulamak istedim. Mamafih, giyindiğimiz bipler yüzünden önümüzde sadece bilmemnespor yazısı vardı. O da ne kadar gaz verir, ayrı bir muamma.
Maça Takım-2 hızlı başladı. Özgür'ün üstün gol yeme çabasıyla 2 golle öne geçen Takım-2'ye karşılık, frikikte kurulan barajın ortasındaki boşluğu iyi değerlendirip ilk golümü kaydettim. Ardından tekrar 3-1 öne geçmelerine karşılık Bilgesu'nun kaleye geçmesiyle 5-3 öne geçtik. Bu dakikalarda benim sol açığa geçip, Samet'in ve Ali'nin sağ kanat ve orta alandaki dayanışması, Volkan'ın savunmada alan daraltması etkili olmuştur. Ayrıca Bilgesu'nun kalede yaptığı muhteşem kurtarışları da es geçmemek lazım.
Burada açıkça birkaç taktiğimizi yazmak istiyorum. Samet, Ali ve benim ileride paslaşmalardan sonra kaçırdığımız gollerden sonra "hoca kusura bakma" bakışı, bize daha çok moral vermiştir. Ayrıca ikinci yarı başlamadan önce ilk yarıda karşı takımı analiz etmemle birlikte "ben sağdan soldan koşucam, önüme atıp içeri kaçın" taktiğini benimsedim. Zaman zaman da etkili ataklar geliştirdik. Bir de kabul etmem gerekiyor ki ileri çıktığım bazı anlarda savunmaya yardım etmedim, takım arkadaşlarımdan özür dilerim.
Takım-2'nin taktiğinde ise, toplu hücum ve toplu savunma yer alıyordu, ancak bu da onlar ziyadesiyle yordu. Gökçe Kaan hücum hattındaki zarif hareketlerinin sonunda, maç öncesinde tahmin ettiğim gibi cılız vuruşlarla bitirmesi, birçok golden etmiştir. Genellikle defansta yer alan Engin ve Buğra'nın ilk defa birlikte oynaması bana Baki ve Servet'in nasıl bir defans ikilisi olabileceğini göstermiştir. Burak'ın defansa yardım etmesiyle Takım 2'nin defansı toparlandı, ancak bu da sonucu kendileri lehine çevirmeleri yetmedi.
Maç öncesi yaptığım Bilgesu'nun kalede durması önerisi ise bizim takıma hayli yaradı. Ancak Bilgesu'dan beklediğim aptal gol yeme sendromunu Özgür sergilerken, Bilgesu kurtarışlarından sonra Moda panteri lakabını hak etti.
Maçın son anları ise büyük çekişmeye sahne oldu. son 10 dakikaya 9-7 önde giren Takım-1, maçı kazandığını düşünüp önümüzdeki hafta olacak maçı düşünürken kalesinde gördüğü 2 golle şoka uğradı. Bu arada muhtemelen o dakikalarda Bilgesu "ne yicez lan" diye düşünürken, Özgür maçtan sonra biranın hayallerini kuruyordu. Maç içinde yerden kalkmayan Cem Özdemir, skor 9-9 olunca son 3 dakika kala kendisini yere atıp yattı. Bütün bu çirkefliğe rağmen "ulan ne de olsa haftaya ben olmucam, du kahraman olayım" mantığıyla hareket edip, kazandığımız korneri pas ile alıp 2 kişiyi geçerek vurduğum şut gol olunca iyice şımardığımı söyleyebilirim. Ayrıca her ne kadar sataşsam da attığım gollerden sonra Bilgesu'ya koşup kutlamam, aramızdaki sevgi bağını da gösteriyor. Bir golümü de söz verdiğim için Özge'ye armağan ettim.
Takım-1'in istatistiklerine göz atacak olursak; bendeniz 5 gol 2 asist, Özgür 2 gol, Ali 1 gol 4 asist, Samet 1 gol 2 asist ve Volkan 1 gol kaydetmiştir. Bilgesu'nun gol atmamasının sebebi, oyunda iken benim "çıkma" uyarılarımı dikkate alması ve maçın genelini kalede geçirmesidir.
Takım-2'in istatistikleri hakkındaki bilgiyi, kesin sonuçlara ulaştıktan sonra vereceğim.
Genel bir analiz vermek gerekirse, Takım-1 saha içinde 1-3-1 taktiği benimserken, Takım-2 2-2-1 taktiği benimsedi.
Maçın genel bir analizi bundan ibarettir. Önümüzdeki maçlarda yer almayacağımı belirtirken, masraflarımı karşılayanları mahçup etmediğimi umuyorum. Ayrıca maçtan sonra Gökçe Kaan'ın bana verdiği 5 ytl'yi teşvik primi aldığımı söyleyebilirim.
Tekrar görüşmek üzere, burada bitmez...